Ayrılma anksiyetesi bozukluğu, bireyin bağlandığı kişi veya kişilere ayrılma durumunda yaşadığı aşırı kaygı ve stresle karakterize edilen psikiyatrik bir bozukluktur. Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar, ancak yetişkinlikte de teşhis alır. Kişinin bağlandığı kişi(ler)den ayrılma ya da ayrılma beklentisi durumunda orantısız ve sürekli kaygı duyması söz konusudur. Bu bozukluk, çocukluk çağında daha sık görülmekle birlikte yetişkinlikte de teşhis edilir. Ayrıca günlük işlevselliği önemli ölçüde bozar.
DSM-5’e göre tanı kriterleri arasında en az 6 ay süreyle ayrılma kaygısının belirtilerinin yaşanması gereklidir. Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu; akademik, sosyal ve mesleki yaşamda zorluklara yol açar.
Tarihçesi:
- Ayrılma kaygısı, tarih boyunca çocukluk çağında doğal gelişimin bir parçası olarak kabul edilmiştir.
- İlk kez Freud tarafından “çocukluk kaygıları” bağlamında ele alınmıştır. Böylece, Freud, anneden ayrılma korkusunu temel kaygı biçimi olarak tanımlamıştır.
- Yirminci yüzyılın ortalarında John Bowlby’nin Bağlanma Teorisi (Attachment Theory) ile bu bozukluk daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.
- DSM-III’te (1980) “Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Bozuklukları” arasında tanımlanırken, DSM-5 (2013) ile yetişkinlikte de tanı konabilen bir bozukluk olarak kabul edilmiştir.
Benzer veya Eşanlamlı Kavramlar:
- Ayrılma Kaygısı: Daha genel ve yaşa bağlı olmayan bir durumlara işaret eder.
- Bağlanma Kaygısı: Ayrılma anksiyetesi ile ilişkili ancak bağlanma stillerine (güvensiz bağlanma) vurgu yapar.
- Seperation Anxiety Disorder (SAD): Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu’nun İngilizce karşılığıdır.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Belirtileri:
- Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, mide bulantısı, karın ağrısı, çarpıntı.
- Duygusal Belirtiler: Aşırı endişe, panik atak, ağlama krizleri.
- Davranışsal Belirtiler: Eve veya bağlanılan kişiye yapışma, ayrılmayı reddetme, yalnız kalmaktan korkma.
- Ruminasyon (Sürekli Düşünme): Bağlanılan kişinin başına kötü bir şey geleceği korkusu.
- Uyku Problemleri: Gece yalnız yatamama, kabuslar görme.
Nedenleri:
- Genetik Yatkınlık: Ailede kaygı bozukluğu öyküsünün olması riski artırır.
- Bağlanma Problemleri: Özellikle, çocukluk döneminde ebeveyn-çocuk ilişkisindeki güven duygusunun eksikliği.
- Travmatik Yaşantılar: Örneğin, ölüm, boşanma, doğal afet gibi olaylar.
- Aşırı Koruyucu Ebeveynlik: Çocuğun bağımsızlık geliştirmesini engeller.
- Biyolojik Etkenler: Beyindeki serotonin ve dopamin seviyelerindeki dengesizlik.
Ayrılma Anksiyetesi BozukluğuTedavisi:
- Psikoterapi:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kaygıyı azaltma, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirme.
- Aile Terapisi: Özellikle çocuklarda, aile dinamiklerini iyileştirmeye odaklanır.
- Oyun Terapisi: Çocuklarda duygu düzenlemesi için kullanılan bir yöntemdir.
- İlaç Tedavisi:
- Antidepresanlar (SSRİ’ler): Serotonin dengesini düzenler.
- Anksiyolitikler: Kısa süreli olarak kaygıyı azaltmak için uygundur.
- Eğitim ve Destek: Hem birey hem de aileye ayrılma anksiyetesi hakkında bilgi verilmesi ve destek gruplarına katılımın teşvik edilmesi önemlidir.
